make a point

(a) önem/ehemmiyet vermek, önemle üzerinde durmak, (bir hususta) titiz/dikkatli olmak/davranmak, (b) esaslı tutmak.
özenmek, bilhassa itina göstermek, üzerinde dikkatle/hassasiyetle durmak.
I make a point of doing
my job on time: İşimi vaktinde yapmaya çok dikkat ederim.
vazife edinmek Fiil
yapmaya söz vermek Fiil
bir işi yapmayı namus/vicdan borcu saymak.
bir şeyi yapmayı şeref meselesi saymak Fiil